12. hafta…
Çoğu anne için oldukça stresli geçen hafta. Down sendromu taraması bir diğer adıyla da ikili tarama testi haftası. Bende de her anne de olabiliceği gibi bir korku bir endişe fazlasıyla yaşandı. Benim en büyük korkum da buydu. Haa korku demişken tabi ki Allah beni o özel annelerden seçtiyse tabi ki inkarım isyanım olamaz. Benim down sendromunda ki en büyük yargım çocuk adına. Gözümün önünde sana çaresiz bakan bir bebek beni içimi acıtır. Çok şükür benim testlerimde down sendromu bulgusuna rastlanmadı. Ama böyle bir şey olsaydı da kesinlikle aldırmazdım. Bu emaneti Rabbim’in uygun gördüğü şekilde elimde gelenin en iyisiyle bakmaya çalışırdım.
Down Sendromu ile ilgili yazacağım en büyük ön yargı kaldırma da; eğer testleriniz de böyle bir bulguya rastlanır ise doktorunuz sizden ‘’bu şekilde doğum yapmayı kabul ediyorum’’ yazısı almak zorundaymış. Aksi durumda doktorun siciline işleyen bir olumsuz davranış oluyormuş. Bu konuda da doktorunuza sonuna kadar güvenebilirsiniz. Ayrıca doktorum cinsiyet tahminini de kızdan yana kullandı. Sağlıklı olsun da kız-erkek benim için fark etmez. Ama şöyle bir şey var ki ”FALCI BACI” uygulaması bana erkek çocuğum olacağını söyledi. O zaman bu uygulamayı telefonumdan silmeliyim artık 🙂 Eee fala inanma falsız kalma demişler demi. Benim de türk kahvesini ve falını sevdiğim doğrudur 🙂

Ben 12. Haftada kendime başka bir doktor daha buldum. Evime yakın bir poliklinik. Devamlı ona gitmeyeceğim ama en azından 12.hafta şüphelerim ortadan kalksın istedim. Test sonuçlarımı o doktora da gösterdim. O da temiz olduğunu söyledi. Bu doktorumuz da büyük ihtimal KIZ BEBEĞİN olacak dedi. Aslında hamilelikte cinsiyatin belli olduğu hafta 12 haftaymış. 12 hafta da bebeğin cinsel organ yapısı oluşmaya başlıyormuş. Doktorlar da oluşumun yapısını bildikleri için kolaylıkla cinsiyet tahminini 12 haftada yapabiliyorlar.
12 haftada bebekteki gelişimlerin bir diğeri de tırnaklarının oluşmaya başlamasıdır. Artık tırnak makasını alabilirim galiba. 12 haftanın sonunda aslında bebeğin tüm gelişimi tamamlanmış oluyor. Tüm organlar artık yerli yerine oturuyor.
Şimdiye kadar benim depolarımdan beslenen kuzum artık depoları tüketmiş. Bundan sonra ben ne yersem o da onunla beslenecekmiş. Bu durumda artık iki kişilik yemem gerekecek. Bu da daha çok kilo dada çok enerji sarf etmek demek olsa gerek. Hafta da 2 gün muhakkak balık yemem gerekiyormuş bir de yiyemediğim günler için de doktorum balık kapsülü önerdi. Ben ki balığın kokusuna çocukluktan beri dayanamayan biri olarak, bu balık haplarını içmeliyim galiba. Evet ben balık kokusuna dayanamam. Aslında balığı yiyorum ama pişerken o kokuyu kesinlikle almamam lazım. Evimde kendim balık pişirip kesinlikle oturup onu yiyemem. Buna eşimde saygı gösteriyor. Çoğu zaman balığı dışarıdan pişmiş getiriyor. Aksi durumda da dışarıya balık yemeye gidiyoruz.
Balık kapsüllerine gelince aslında onlar da kokuyor. Balık haplarının rahat içilimi için ben çözüme gece yatmadan önce içip uyumakta buldum. Böylece ağzınıza gelecek o balık tadını almıyor duymuyorsunuz.

Share: