Okula Hazırlık Pazarlarımız Vardı Bizim
Özledim o Pazar banyolarını. Çocukluk zamanlarımı… annemin sobayı yakıp da odayı ısıttığı Pazar banyo günlerini. Banyodan çıkınca sobanın üzerine saçımı taradığım zamanları. Saçımın sobanın üzerine damladığı andaki çıkan çıtırtıları… Tırnaklarımız kesilirdi. Beyaz mendiller önlüklerin cebine ütülenip konulurdu. Annemizin işlediği, kolaladığı yakalar da alırdı yerini. Sabah hava soğuk olacak diye sobanın yanına konulurdu. Ayakkabılar da sobanın arkasında ki yerini aldı mı her şey tamam. Haydi sobanın yanına yapılsın yataklar. Geri gelmeyecek olan o günler. Nasıl da güzeldiler öyle değil mi… Var mı bunu yaşamayanınız? Böyle çocuklardık iste biz. Şimdi kızıma bırakabileceğim en büyük maneviyat… Pazar banyoları olsun istiyorum. Her ne kadar doğalgazlı, saç kurutmalı da olsa evler. Anlatacağım birkaç sene sonra bunları ona.
Kendi geçmişimize dönünce biz sokakta oynayan çocuklardık değil mi? Kendi çocukluğumu hatırlıyorum; akşam ezanından sonra saklambaç oynamanın zevki bir başkaydı. Aynı ebe saatlerce saklananları aradı. Arka sokaklara gider dönmezdik ebe alanına. Hıdırellez günlerinde tanınmayacak kadar ise bulanırdık. Mahalledeki tezlerle ip atlardık. Yorulmazdık… top oynar gibi erik ağacına top atardık; düşen erikleri alıp yerden yıkamadan yediğimiz bile var değil mi… Her mahallede olan amcalardan bizde de vardı. Kapısının sesini duyunca kaçardık hepimiz. Paten sürmekten sağlam kalmazdı dizlerimiz. Hele o bisiklet turları… Kaç sokak ötede olsak da duyardık annemizin babamızın seslenişini. Komşu amcalara teyzelere gözü kapalı emanet ederdi annemiz. Akraba gibiydik tüm mahalleyle. Ateri oyunlarımız vardı. Annemizi babamızı TV den mahrum ettiğimiz. Kasetlerini sokaktaki arkadaşlarımızla paylaştığımız… mahalle bakkalından paramız olmasa da alırdık ne istersek. Abartı nedir bilmezdik biz.
Sahi nerede bunlar? Ne oldu şimdi ki çocuklara. Geliştik mi şimdi biz. Teknoloji de atladığımız çağ avantaj mı oldu şimdi. Sokakta oynatamaz olduk çocuklarımızı. AVM de bile bırakamaz oldum elini. Gözümden ayrılacak diye aklım çıkıyor. Okula giderken akıllı saatle gönderebiliyorum çocuğumu. Komşu nedir bilmez olduk. Kime güveneceğimizi, kimden bize zarar gelmeyeceğini ayıramaz olduk. Anne kız yan yana bisiklet sürebiliyoruz şimdi. Onu da şuan bulunduğumuz ortam el veriyor da o sayede. Bisiklet sürecek alan olmasa bundan da mahrum kalacak çocuğum. Xbox var şimdi. Herkes kendi oyununu online alıyor. Mahalle bakkalı da yok e-ticaretten alıyoruz ya her şeyimizi. Sanki para vermiyoruz her şey bedava gibi ekle sepete gelsin eve. Nakite de gerek yok kredi kartı var. Çok geliştik çok…
Çok şey kaybettik. Tüm kazandıklarımızı alsınlar bizim çocukluğumuzu çocuklarımıza geri versinler… zaman gittikçe kötü bir hal alır oldu. Teknoloji yavaş yavaş bizden çalıyor. Yakında elimizde hiçbir şey kalmayacak. O yüzden verebildiğiniz kadar maneviyat yükleyin çocuklarınıza. Teknolojiye eli mahkum alışacaklar nasılsa…
Leave a Comment