Eyvah eyvah… Masal da bir halsizlik bir ağlama krizleri başladı ki; kendi halime mi üzülsem, çocuğumun haline mi bilemedim. Bildiğim tek şey kafayı yememeliyim ve güçlü anne olmalıyım…

Soluğu acilde aldık. Sonuç mu? Azı diş çıkartma … Daha bir haftamız varmış. 3 tane var görünüz de ama belli olmaz dedi doktorumuz. Şimdi bu bir hafta nasıl geçer fikriniz var mı? Geceleri sabahlar olmuyor, sabahları akşamlar olmak bilmiyor. Gözüm saatte babamızın gelmesini bekliyorum artık. Devamlı kucağıma gelmek istiyor. Yoruluyorum Masal’ı taşımaktan. Babası gelince biraz oynuyorlar da ben de dinleniyorum.

Şimdi anca uyudu. Doktora çıkınca yoruldu biraz sanırım. En azından biraz olsun dinlensin kuzum da. Onun üzülmesi yoruyor aslında beni. Derdini anlatamıyor devamlı mızlıyor. Bir dillense artık da derdine care bulabilsem kuzumun.

Ben daha önceki doktorumuza da sormuştum. “Diş çıkarırken diş jeli sağlıklı mı?” diye… O da mecbur kalmadıkça önermiyoruz demişti. Şimdi ki doktorum da kullanmasan daha sağlıklı dedi. Çevremdeki herkes kullanmam için ısrar etmiş olsa da doktorlarım tavsiye etmiyor. Ee vardır elbet bir bildikleri değil mi…

Zaten günlerdir yorgundum şimdi hem bedenen hem ruhen yorucu bir hafta beni bekliyor… Allah kuzuma yardım etsin inşallah. Tek üzülen sıkılan ben olayım da kuzum üzülmeden delsin inşallah dişini…

Çocuklara dondurma zararlı mı yoksa faydaları var mı? Aslında şimdi başlasak saatlerce bu konu üzerinde tartışabiliriz. Uzmanlar bile hâlâ fikir ayrılığına düştüğü bu konuda orta yolu bulmak oldukça güç.

Benim şahsi fikrim ise; Doğru zamanda, uygun miktarda ve uygun koşullarda üretilmiş olduğuna dikkat ettiğimiz takdirde dondurmanın çocuklarımızın gelişiminde bilinenin aksine zarardan çok yararı var. Özellikle süt ve süt ürünleri tüketmeyi sevmeyen çocuklar için protein bakımından zengin, kurtarıcı bir gıdadır. 1 yaşını geçmiş bebeklerinize günde 1 kereyi geçmeyecek şekilde 1-2 küçük top dondurmayı gönül rahatlığıyla yedirebilirsiniz.

Biz henüz başlamadık. Ankara’nın hava şartları düzelsin elbet başlayacağım. Şimdilik biz dondurma yerken Masal’cığın elinde boş bir külah ısıra ısıra onu yemeye devam ediyor. Biraz vicdan da yapmıyorum değil aslında. Bizim elimizdekine bakıyor renkli. Ama külahı o kadar çok seviyor ki onunla yetinecek sesi çıkmayacak kadar iştahla devam ediyor. Haydi yaz o yüzünü gösterip gösterip kaçma… Kızım ve biz seni dört gözle bekliyoruz artık…

10 aylık bebek neler yapabilir ki. Ooo o kadar büyüdük aslında biz.

• Bebeğin bu ay sana ya da bir yere tutunarak ayağa kalkabilir.
• Oyuncağını almaya kalktığında karşı koyabilir.
• Yüzüstü yatarken oturur duruma geçebilir, oturur durumdan ayağa kalkabilir.Bir anlık ayakta kalabilir.
• İsteklerini işaret edebilir, ağlamadan belli edebilir.
• Küçük cisimleri başparmak ve diğer parmaklarını kullanarak kaldırabilir.
• El sallayabilir ya da alkış yapabilir.
• “Sıralama” adı verilen bir yere tutunarak yürümeye başlayabilir.
• “Ce-eee” oyununu kendi başına başlatabilir.
• “Hayır” kelimesini anlayabilir ama her hayır dendiğinde uygulamaz.
• Bir cismi isteyerek elinden bırakabilir.

O kadar da küçük değilmiş değil mi. Bizim gözümüz de hiç büyümeyen bebeklerimiz aslında kendi başlarına ne çok şey başarabiliyor gördünüz mü? Aslında biraz durup düşününce bunlar 10 ay için oldukça normal. Yeter ki biz anneler bebeklerimize güvenelim ✋

Peki bebeklerimize gelişimine yardımcı olmak için neler yapmalıyız;

Artık büyüyen ve sana derdini anlatmaya çalışan bebeğinin gelişimine katkı sağlamanı kolaylaştıracak fikirlerimiz var. 10 aylık bebek eğitimi nasıl olur diye soruyorsan, aşağıdaki iki maddeyi uygulayabilirsin.

Onlarla konuşun;

10 aylık bebeğin gelişimi için onunla sürekli konuşmalısın. İşaret ettiği veya söylemeye çalıştığı birşey varsa, bebeğine onun ne olduğunu net bir şekilde söylemelisin. Örneğin suyu veya oyuncak bir treni gösterdiğinde “evet o bir tren ya da su mu istiyorsun?” gibi net cevaplar vermelisin.Tabii bunları yaparken hemen konuşamayacağını göz önünde bulundurmalısın. Sonra hayal kırıklığına uğrama! Fakat şunu da unutma bebeğin bir taklitçi ve söylediğin her şeyi kaydediyor. Söylediklerin bu ya da anlattıkların ileri de konuşma olarak geri dönecek…

Gün boyu yaptığın şeyleri anlatabilirsin. Yemekten bahsedebilir, eğer çalışıyorsan işin hakkında bir iki cümle kurabilirsin. 10 aylık bebek nelerden anlar diye düşünüp, bulduğun cevaba göre onunla konuşmayı azaltmamalısın.

Onun için kırtasiye alışverişi yapın;

Bebeğine defter ve kalemler alabilirsin. Tabii bu araçların mutlaka bebeklere uygun ürünler olmasına dikkat etmelisin. Henüz bir Picasso olamayacak ama yaptığı her çizim ve şekiller el ve göz koordinasyonu için çok önemlidir. Fakat hangi elini kullanırsa kullansın asla müdahale etmemelisin. Sağlak ya da solak olması önemli değildir ve hangi elini kullanacağına bebeğin karar vermelidir.

Yaz demek güneş demek, açık havada aktiviteler demek, deniz ve havuz demek…

Peki yaz geldiğinde güneşe daha çok maruz kalma sebebiyle D vitamini ihtiyacımız karşılanırken, cildimize daha çok özen göstermeniz gerektiğini biliyor musunuz?

Güneşten faydalanmak için en ideal zamanlar sadece 15 dakika olarak sabah 10:00’dan önce veya öğleden sonra 15:00’den sonra diyor uzmanlar. Buna uyabiliyor muyuz ki?

Cildimizi korumak için uygun giysiler giymek ve geniş kenarlı bir şapka takmak dışında neler yapabiliriz haydi gelin bi bakalım;

Mutlaka güneşe çıkmadan uygun bir güneş kremi sürmeli. Kuru ve karma ciltler salycilic asid ve glycolic asid içeren temizleyecilierden kaçınmalı. Çünkü bunlar güneşe maruz kalma ile birlikte daha fazla kuruluğa ve hatta hassasiyete sebep olabilirler. Yaz/kış demeden mutlaka SPF koruyuculuğu olan nemlendiricileri tercih edin. Sıcak, nem ve havalandırmalar yüzünden cildiniz daha fazla kuruma eğiliminde olacağından nemlendirici kullanma sıklığınızı artırın. Önerim güneşe çıkmadan SPF olan, güneş sonrası yoğun nemlendirici, banyodan sonra ve yatmadan ise yumuşak ve hafif bir nemlendirici ile günü bitirmeniz…

Göz çevresi bakımı ve dudakları ihmal etmeyin! Güneşe maruz kalan yerlerde daha fazla kırışıklık oluşacaktır. Bu yüzden mutlaka göz çevresi uygun bir ürün ile korunmalı, dudaklar da güneş koruyuculu rujlarla nemlendirilmelidir. Boyun, göğüs dekoltesi ve eller gerçek yaşı gösteren bölgelerdir. Bu yüzden yüzünüze kullandığınız krem ve nemlendiricileri mutlaka boynunuza ve göğüs dekoltenize de uygulamalısınız. Eller için ise yine SPF koruyucu özelliği olan el kremleri tercih edilmeli. C Vitamini içeren antioksidan özelliği olan cilt ürünleri güneşin zararlarını en aza indirmede işinize yarayacaktır, ürün seçerken C vitamini/antioksidan içeriği olmasını tavsiye ediyoruz. Su, su, su! Gün içinde yeterli miktarda su içmeyi unutmayın. Ölü ciltten kurtulmak için arada keselenme ve peeling gerekli. Böylece cilt yenilenmesine devam eder.

Yazın tadını çıkarmanız dileğimle 😊😊😊